Mor gökyüzü, derinden akıyor içime. Otların
damlaları taşı doyuruyor. Filizlenen renkler, altın çember formunu alırken,
pembe çayırların ucunda tahta kapı beliriyor. Üşüyor hayvanlar. Soğuk, kristal
kokusu yayıyor tarlalara. Gecenin bulutları pembedir her saat. Üşüyor
hayvanlar. Mentol sis yayılırken kırlara, nehirin dibindeki inciler
gıdıklanıyor. Fakat kediler üşümez. Denizkızı hariç. Tinkerbell'in cenazesi
kalkarken, serçenin türküsü çalıyor gökyüzünde. Üşüyor hayvanlar. Ama kediler
üşümez. Denizkızı hariç. Burada çay içen canlılar, rakam üzerinden sohbet
ederler. Satranç oynarlar. Mezar taşlarında uyurlar. Aşk, müzikle yaşanır.
Periler bahçede öpüşürler. Şatoda kimse olmaz. Üşüyor hayvanlar. Ama kediler
üşümez. Denizkızı hariç. Taşlar hariç, kareler hariç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder